Thursday, August 24, 2006

Iste bu da bizim gelinimiz...


Istanbul'a bu kadar kisa bir sureligine gitme nedenim Kuti'nin dugunuydu. Bir isin guzelligi detaylar uzerinde ne kadar calisildiginin bir gostergesi ya, Kuti ile Gulin belli ki uzun vakit harcamislar tum detaylar icin. Hersey cok guzeldi. Ruya gibi bir dugundu, havai fisekler bile patladi. Oraya buraya kosturmaktan az daha lezzetli yemekleri bile yiyemeyecektim ama Aleks'cim beni her defasinda bulup yerime getirdi. Simdi dusundugumde gece keske biraz daha surseydi diyorum ama galiba ayrilmak zor geldigi icin oyle dusundum. Iste geceden bazi kareler...





Wednesday, August 16, 2006

Istanbul Gezisi 1

Gezinin en guzel tarafi yegenlerimi görmekti.

Selencik birlikte geçirdiğimiz zamanın oldukça sınırlı olmasından dolayı bana bir türlü ısınamadı. Benden kaçıp durdu. Onu kucağıma almayı başarabildiğimi hatırlamıyorum. Ama olsun. Kocaman kahverengi gözlü, kıvırcık saçlı şeker mi şeker yegenim o benim.


Elacım başka ve cok özel bır çocuk. Birlikte stickerler yapıştırdık, yüzdük, alış verişe gittik, düğün gecesinde de genelde birlikte takıldık. Düğün gecesi yaptigi "Songul'un yanina gelsene, biz konusucaz" teklifi hala icimi isitiyor ama yine o gece cok kibar ve ince bir sekilde dile getirdigi yemek yeme istegini engelledigim icin kendimi affedemiyorum. Butun ucak yolculugu boyunca da bunun icin aglayip durdum zaten. Ela'nin farkettigim bir ozelligi de fotograf cektirmeyi hic ama hic sevmiyor olusu. Cok nadir gonullu olarak poz verdi bana.


Deniz'in piyano calmasi yuzmedeki ustaligini gormek kadar hosuma gitti. Sevdiginiz birinin buyudugunu gormek ne kadar guzel ve gurur verici birsey. Insanlarin "ben onun bebek halini bilirim. Sunu yapardi, bunu yapardi" demelerinin ne demek oldugunu yavas yavas ben de kavriyorum. Bir iki yil icinde de Ingilizce konusabilecegimizi dusundukce seviniyorum.